Arayüz Tasarımı
Arayüz tasarımı, kullanıcının faydalanması amacıyla sunmuş olduğunuz çeşitli yazılımsal ürünlerde onların işini kolaylaştırmak ve dilediklerini yapabilmelerini sağlamak amacıyla gerçekleştirilir. Arayüz tasarımlarının genel prensibi kullanıcı odaklı olmalarıdır. Kullanıcı odaklı olmayan arayüz tasarımlarının geliştirilmesi markanıza hiçbir değer katmayacak, aksine mevcut değerinden kayıplar yaşamasına neden olacaktır.
Kullanıcı odaklı arayüz tasarımında temel kriter kullanıcının yapmak istediklerini en kolay ve anlaşılır bir biçimde gerçekleştirmesini sağlayacak bir arayüz ortaya koymaktır. Kullanıcı odaklı arayüzün mutlaka sahip olması gereken üç nitelik bulunmaktadır. Etkileşimli arayüz, görsel tasarım ve bilgi mimarisi bu üç niteliği oluşturmaktadır. Bu üç nitelik göz önünde bulundurulmadan oluşturulacak arayüz tasarımları markanın ihtiyaçlarını karşılamayacaktır.
ARAYÜZ TASARIM ELEMENTLERİNİN BELİRLENMESİ
Arayüz tasarım elementlerini belirlerken gösterilmesi gereken yaklaşım kullanıcının tanıdığı ve belirli yollarla öğrenmiş olduğu elementlere bağlı kalmaktır. Bu elementler seçilirken mutlaka tutarlı olmak gerekmektedir. Bunları yerine getirdiğiniz zaman kullanıcının memnuniyetini sağlamış, verimliliği yükseltmiş ve ilk aşamada ortaya koyduğunuz hedefi yakalamış olursunuz.
Arayüz tasarımları belirlenirken seçilecek elementler konusunda belirli bir sınır yoktur ama genel olarak kullanıcıların aşina oldukları belirli elementler bulunmaktadır. Bu elementler belli belirsiz ziyaret etmiş olduğunuz birçok sitede yer alır. Bu sebepten ötürü kullanıcılar karşılaştıkları arayüzleri daha çabuk tanımlar ve kolayca kullanmaya başlarlar.
Butonlar, listeler, yazı alanları ve bunun gibi elementler girdi alanları olarak adlandırılır. Kullanıcılar girdi alanlarını sadece sitelerde değil aynı zamanda farklı yazılımların, bilgisayar programlarının ve akıllı ev aletlerinin içerisinde de bulabilir.
Arama kutucuğu, etiketler, ikonlar ve buna benzer diğer elementler gezinti bileşenleri olarak adlandırılır. Bunlar kullanıcının arayüz üzerinde kolayca hareket edebilmesini ve site içerisinde aradıklarını bulabilmesini sağlar. Bir kullanıcı aradığını ne kadar hızlı bir biçimde bulabiliyorsa ve arayüz üzerinde ne kadar rahat geziniyorsa gezinti bileşenleri o kadar doğru kullanılmış demektir.
Bildirim kutucukları, özel bilgilendirici araçlar ve diğer bilgi sunan elementler bilgi bileşenleri olarak adlandırılır. Bunların temel amacı kullanıcının gerçekleştirdiği işlem hakkında onlara bilgi vermektir. Kısacası, kullanıcıyı doğru bir biçimde yönlendirmektir.
Birbirinden farklı olan ama esasen aynı amaca hizmet eden bu bileşenlerin bir arada kullanılması durumunda kullanıcıya yardımcı olabilecek en iyi arayüzler ortaya çıkarılır. Bazı durumlarda burada belirtilen bileşenlerin tümünü bir arada kullanmanız gerekebilir, bazı durumlarda ise birkaçını devre dışı bırakabilirsiniz. Temel unsur, kullanıcının aradığını bulabilmesinin sağlanması ve içeriği sunduğunuz arayüzün onların ihtiyaçlarını karşılamasıdır.
ARAYÜZ TASARIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Bir arayüz tasarımı gerçekleştirmek istiyorsanız öncelikli olarak kullanıcıyı merkeze yerleştirmelisiniz. Kullanıcının beklentilerini karşılayabilmeli, ihtiyaçlarına cevap verebilmeli ve onların eğilimlerini tahmin edebilmelisiniz. Bunları sağladığınız zaman ihtiyacınız olan arayüzü tasarlamayı başarabilirsiniz. Genel anlamda ise başarılı bir arayüzde yer alacak belirli kriterler bulunmaktadır. Bu kriterlere olabildiğince yakın durarak oluşturacağınız arayüzün başarılı olmasını sağlayabilirsiniz.
En iyi arayüz tasarımları kullanıcıya basit gelecek ve onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek arayüz tasarımlarıdır. Arayüz tasarımlarının basit olması, belirli elementlerin gözle görülmemesi ve kullanıcıyı rahatsız edecek yönlendirmelerden uzak durulmasıdır. Bu şekilde iletilmek istenen mesaj en basit yolla ve en anlaşılır dille iletilecektir.
Arayüz tasarımlarının iyi olması oluşturulacak süreklilik ile doğrudan ilgilidir. Süreklilik kavramı, sıkça kullanılan arayüz elementlerinin değerlendirilmesi ve kullanıcının arayüze hızlı bir biçimde alışabilmesi ile alakalıdır. Kullanıcı birkaç denemeden sonra arayüz üzerinde birçok şeyi yapmaya, aradıklarını bulmaya ve sunulan içerikten faydalanmaya başlayabiliyor ise süreklilik yakalanmıştır. Artık kullanıcı bu sürekliliği ve arayüzü tanıma tecrübesini arayüzün kullanıldığı diğer tüm kısımlarda değerlendirecektir.
Arayüz tasarımı planlanırken dikkat edilmesi gereken diğer bir unsur bilgi alanları ile sayfa elementlerinin yerleştirilme kısımlarıdır. Arayüzü tasarlarken mutlaka ön plana çıkarmak istediğiniz unsurları belirlemeli ve bunları ön plana çıkarabilmek için gerekli düzenlemeleri yapmalısınız. Bu düzenlemeler esnasında mutlaka okunabilirliği ön planda tutmalı ve sayfanın okunabilirlik seviyesini düşürmemelisiniz.
Arayüz tasarımlarında yazı karakterleri ve renkler okunabilirlik seviyesini doğrudan etkilemektedir. Bunun için renkleri seçerken, kullanıcının dikkati çekebilecek unsurlar kullanabilir veya onların dikkatini farklı yöne kaydıracak renklendirme çözümlerini değerlendirebilirsiniz. Bununla birlikte seçeceğiniz yazı karakterlerinin okunabilirliği önemli oranda desteklemesi gerekmektedir. Sunulan içerik rahatça okunabilmelidir.
Arayüz tasarımlarında genel olarak es geçilen veya unutulan en önemli unsur kullanıcıyı anlık olarak bilgilendirmektir. Kullanıcının nerede olduğunu belirtmek, olası hatalar konusunda bilgilendirmek, gerekli yönlendirmeleri yapmak ve onları aradıklarına ulaştıracak bilgileri vermek gerekmektedir. Bunu sağlayan arayüzler başarılı bir şekilde geliştirilmiş arayüz tasarımlarıdır.
Arayüz Tasarımlarında Çalışma Prensipleri
Markanızın yüzü haline gelecek bir site veya akıllı uygulama geliştirmek istiyorsanız öncelikli olarak bu işi başarıyla yerine getirebilecek tecrübeli firmalar veya ajanslarla çalışmalısınız. Bu doğrultuda seçim yapmanızı kolaylaştıracak belirli adımlar bulunmaktadır. Arayüz tasarımı için bir yer ile görüşürken bu kriterleri göz önünde bulundurabilir ve seçiminizi ona göre yapabilirsiniz.
Markanızın yüzü olacak sitenin arayüzünü tasarlatmak için bir ajans veya tasarımcı ile çalışmak istiyorsanız geçmiş tecrübelerine ve referanslarına göz atarak yola çıkabilirsiniz. Referansların çokluğundan ziyade niteliklerine, büyüklüklerine ve bilinirliklerine odaklanmalısınız. Bir ajans birden çok firmayla çalışmış olabilir ama bu firmaların her birisi belirli düzeyde, deyim yerindeyse küçük ölçekli işletmeler ise ve siz çok daha büyük bir marka durumundaysanız referansları daha kaliteli bir yer ile çalışmayı düşünmelisiniz.
Burada dikkat edilmesi gereken durum ilgili ajansın daha önce çalıştığı firmalardan elde ettiği tecrübeleri size aktarma biçimidir. Bir arayüz tasarımı gerçekleştirilirken ortaya çıkarılacak ve takip edilecek yol haritası her şeyi anlatmak için yeterli olacaktır. Bu yol haritaları ihtiyaçların belirlendiği, hangi adımların ne şekilde atılacağının gösterildiği ve iş veren ile işi alan kişi arasında bir nevi iletişim kanalı görevi görmektedir.
Yol haritası oluşturulurken çalışacağınız ajans size sadece neler yaptıklarından bahsediyorsa durumu tekrar değerlendirmeniz gerekebilecektir. Ajanslar, geçmiş tecrübelerini masaya koydukları zaman hem yaptıklarından hem de sizin için yapacaklarından bahsediyorlarsa sizin için ideal tercih olmayı başarabileceklerdir.
Arayüz tasarımları markanın mevcut kullanıcılarının eğilimleri göz önünde bulundurularak tasarlanacaktır. Bunun için işi alan ilgili ajans ilk olarak eldeki verileri analiz etmeye çalışmalı ve bunların değerlendirmesine göre arayüzün nasıl olması gerektiğine karar vermelidir.
Bu yaklaşıma sahip her ajans yapacağı arayüz tasarımlarında başarıya yakın olacaktır. Arayüz tasarımlarında esas olan unsur kullanıcı odaklı bir yaklaşım sergileyerek, ihtiyaç duyulan tüm elementleri en uygun biçimde kullanmaktır. Ajanslar elde edilen verilerden yola çıkarak bu ihtiyaçları ortaya çıkarabilir ve istenilen arayüz tasarımlarını geliştirebilirler.
Bir ajans ile çalışmaya başladıktan sonra arayüz tasarımlarınız istediğiniz gibi devam etmiyorsa yol yakınken geri dönmek ve farklı bir ajans ile çalışmaya başlamak doğru olabilir. Neticede bitmiş bir tasarım söz konusu ise bir süre bunun gözlem ve değerlendirme kıstaslarıyla uğraşmanız gerekeceğini unutmamalısınız. Arayüz tasarımınızı değiştirdikten veya yeniledikten kısa süre sonra herkesin bu arayüz tasarımını beğenmesini beklememelisiniz. Bunun yerine zaman içerisinde mevcut kullanıcıların ve yeni kullanıcıların arayüze karşı etkileşimlerini değerlendirmeye almalısınız.
Arayüz tasarımında etkileşim unsurunu göz ardı ederek geliştirilecek her tasarım başarısızlığa uğrayacaktır. Bunun sebebi tasarımların temel prensiplerinden birisinin etkileşim olmasıdır. Kullanıcılar etkileşim sağlayabilecekleri bir arayüz ile karşılaşmak, bu arayüz üzerinden aradıklarını bulmak ve içerikleri değerlendirmek isterler. Günümüz standartlarında etkileşim her geçen gün daha fazla ön plana çıkmaktadır. Bu sebepten ötürü çalışacak olan ajansın etkileşim faktörünü göz ardı etmemesi son derece önemlidir.
Etkileşimin ardından en önemli unsur görsel tasarım kısmıdır. Görsel tasarım kısmında markanın kurumsal kimliği ile uyuşan bir yaklaşım gerçekleştirilmelidir. Daha detaylı açıklamak gerekirse, markanın kurumsal kimliğini siyah ve beyaz renklerle ön plana çıkarmışsanız, arayüz tasarımınızı mavi odaklı bir renk ile yapmanız doğru olmayacaktır. Bu tutarlılık ve kurumsal kimliği her anlamda ziyaretçilere aktarma ve anımsatma formülüdür. Markanın kurumsal kimliğini taşıyan en önemli unsur logodur. Logoda kullanılan renkler ile arayüz tasarımında kullanılan renkler birbirini destekleyici ve hatta tamamlayıcı olmalıdır.
Bilgi mimarisi tam anlamıyla iletmek istediğiniz ve kullanıcıya taşımak istediğiniz mesajların iletim yapısıdır. Bilginin ne şekilde kullanıcılara aktarılacağı, hangi tasarım elementlerinin kullanılacağı, okunabilirlik, tutarlılık ve süreklilik mesaj iletim sırasında hesaba katılması gereken belirli unsurlardır. Bir mesajı ne kadar basit ve dikkat çekici bir biçimde kullanıcıya aktarmayı başarırsanız, arayüz tasarımınız bir o kadar başarılı olmuş demektir.
Arayüz tasarımının başarılı olması için mutlaka çalışacağınız ajans veya tasarımcılarla koordinasyonu sağlamalısınız. Kullanıcıların beklentisi dışında bir tasarım ortaya çıkarmak, kullanıcıların aşina olmadığı elementlere ve unsurlara yer vermek her anlamda markanızın ilerlemesine değil gerilemesine neden olacaktır. Tüm bunları arayüz tasarımında birlikte çalışacağınız ajans veya tasarımcı ile dikkatli bir biçimde incelemeli ve değerlendirmelisiniz.
Arayüz tasarımı markanızın iletmek istediği mesajları kullanıcıya aktarabilmeniz için en değerli aracınız durumundadır. Bu arayüzü tasarlarken veya geliştirmeye çalışırken kullanıcı merkezli ilerlemenin gerekliliği buradan kaynaklanmaktadır. Kullanıcılar ile ne kadar fazla etkileşim kurabiliyorsanız markanızın bilinirliğini bir o kadar yukarıya çekmiş olursunuz. Marka bilinirliği açısından doğal bir yöntemi devreye sokup kendiliğinden bir bilinirlik oluşturmuş olursunuz.
Ancak her şey bununla sınırlı değildir. Kullanıcıların talepleri belirli dönemlerde daha farklı olacak, arayüz ihtiyaçları değişim gösterecek veya etkileşim yöntemleri farklılaşacaktır. Bu durumda yine elinizdeki verileri inceleyerek yola çıkmalı temeli sağlam tutarak kullanıcıların etkileşim seviyesini yükseltmeniz konusunda size yardımcı olacak gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmelisiniz.
Bir ajans veya firma ile arayüz tasarımı üzerine çalışıyorken bu tür bir uzun vadeli destek unsurunu da göz önüne alabilirsiniz. Uzun vadeli destek unsuru anlaşmalarınız kapsamında gerçekleştirilebilecek bir durumdur. Bu tür bir anlaşmanın maliyetli olacağı ortada olduğundan, arayüz tasarımları sırasında kendi ekibinizden birkaç kişi ilgili ajansla çalışırken her şeyi kontrol etme ve öğrenme konusunda görevlendirebilirsiniz. Bununla birlikte ekibinize bir tasarımcı dahil ederek arayüz tasarımı geliştirilirken olağan tüm temelleri anlayabilmesini ve ilerleyen zamanlarda değişiklik yapılması gerektiğinde ne gibi adımlar atılabileceğini önceden belirleyebilirsiniz.
Arayüz tasarımlarında en önemli kriterin kullanıcı olduğunu göz önünde bulundurursanız elde edilecek veriler için gerekli çözümlerin elinizde bulunması ve bu verileri okuyabilmek için donanımlı kişilerin ekibinizde yer alması gerekecektir. Sitenizi ziyaret edecek her kullanıcı mutlaka arayüz üzerinde belirli izler bırakacaktır. Bu izler kullanıcının etkileşim verilerini kapsamaktadır. Bu verileri inceleyerek kullanıcıların nelerden daha çok faydalandığını, neleri görmediğini veya es geçtiğini rahatlıkla fark edebilirsiniz. İlerleyen günlerde yapacağınız arayüz tasarımı geliştirmelerinde de bu verileri değerlendirmeniz size fayda sağlayacaktır.
Arayüz tasarımı geliştirmek için doğru firma ile çalışmalı, çalışma süresi boyunca her şeyi takip etmeli ve aynı çalışma kalitesini devam ettirebilmek için kendi bünyenizde bir elemana sahip olmalısınız. Bu sayede başarılı bir şekilde ortaya konan arayüz tasarımını daima gelişime açık ve kullanıcıların ihtiyaçlarına karşılık verebilecek şekilde düzenleme fırsatını elde edebilirsiniz.